Görüş Ve Önerileriniz

Email Yoluyla Bize Ulaşın

20 Eyl 2013

[Music Ban in Istanbul Hayran Anısı] "Yüzüğe bakın!!"

FTISLAND Turkey



İmkansızı başaran insanların hikayelerini hepimizin dinlemişliği vardır. Ve az sonra okuyacağınız anı sahipleri de benim için bu insanlardan ikisi.

İstanbul'da oturmuyorlar. Yıllardır hayranı oldukları grubu görmek istiyorlardı ama paraları, kalacak yerleri yoktu, aileleri izin vermiyordu. Herşeye rağmen pes etmeden tüm bunları aştılar ve işte burdayız. :)

Havaalanında onları karşılamak için İstanbul'a konserden 1 gün önce gittik. Yüzüğü de hemen önceki gün son anda aldı. Daha önce Hongki için beğenmiş, ama yeterli parası olmadığı için almada kararsız kalmıştı. O gün, "Eğer kısmetimse, satılmamışsa HK için alacağım" diyerek kararını verdi ve dükkandaki o son yüzüğü aldı. HK'ye hediye etmek üzere üstünde büyük siyah kurukafa olan bir yüzük.



Hongki'nin sadece tırnaklarına ödediği dudağımızı uçuklatan miktarı hepimiz biliyoruz. Bu orta halli yüzüğü verebilse bile takar mı, beğenir mi diye yol boyu konuştuk. Oysa Hongki'den bahsediyorduk, herkesin çılgın olarak tanıdığı ama aslında kocaman bir kalbe sahip, ince ruhlu Hongki. Sadece bir gün sonra konserde yüzüğü parmağında görünce bu kuruntuların ne kadar boş olduğunu anlayacaktık.


Bundan sonrasını onların anlatımıyla yazacağım. Baştan sona yanlarında olduğum ve bu hikayeyi herhalde 800 kez dinlediğim için dayanamayıp BP (*admin BluePrim) kısaltmasıyla araya girebilirim, haberiniz olsun! :)
--
Sıdıka'nın anlatımı hava alanında başlıyor.

"İlk önümüzden SJ geçti. SJ'nun gelişiyle çığlıklar başladı ve kameramı açıp, çekim alanını ayarladım. Kamera açıma girdiklerinde birden itiş kakış oldu, sesler yükseldi, en uçta olduğum için herkes üstüme gelmeye başladı. Kimin geldiğini henüz anlamamış olsam da ben de koşmaya başladım. SJ olduğunu farkedince FTIsland için eski yerime geri döndüm. Kısa süre sonra Ailee ve Miss A'yi gördüm. Koşarak havaalanı çıkış kapısına doğru onlarla giderek çekim yaptım. Ama hala bizimkileri görememiştim, hala onlara bakınıyordum.

Bu arada öyle bir yardırmışım ki en öndeyim. Kızların arkalarına baktım, ama bizimkiler yoktu. Geriye doğru koşmaya başlarken Jaejin'i gördüm! İlk tepkim Jaejin'e doğru "Lan Jaejin!" diye bağırmak oldu -.- O da sanki anlamış gibi bana doğru baktı ve öyle tatlı güldü ki!

Hemen arkasından Minhwan'ı gördüm! Ona yaklaşmaya çalıştım ama çok kalabalıktı, başaramadım. O sırada göremediğim biri beni çekti ve arkaya doğru savurdu. Yere düşmek üzereyken dengemi zor kurarak ayağa kalktım. Kalkarken moralim o kadar bozuktu ki... Grubun arkasında kaldığımı ve onları göremeyeceğimi düşünüyordum.

Yerden moralim bozuk, bu düşüncelerle kalkarken başımı kaldırdım ve tam o anda Jonghoon'la yüzyüze geldim! Bildiğiniz yüzyüze! O anda JH'un koluna dokundum. Bana sanki ürkmüş gibi bakınca kendimi çok kötü hissettim ve hemen elimi çektim. O kadar yakındı ki tedirgin etmemek için bir adım geri bile gittim.

JH'a "annyeong" dedim, aklıma başka birşey gelmedi o an :) JH bana baktı, gülümsedi, el salladı. O sırada etrafa bakınmaya başladı. JH'a, "Jonghun, saranghaeyo!" dedim. Bana güldü ve "ha ha ha!" dedi! Aynen böyle söyledi. :)
JH'a gülümsedim, gerçi sürekli gülüyordum zaten; etrafa bakındı ve o da gülümsedi. İlk uçağa bindiklerinde Incheon Havaalanı fotoları gelmişti, biliyorsunuz. O fotoğraflara baktığımda JH'un üstündeki kıyafetin polar olduğunu sanıp, "kurdeşen döker bununla" diye düşünmüştüm; ama değince ince bir kumaş olduğunu anladım. Bu arada JH'u uzun, kalıplı bekliyordum açıkçası. Ama düşündüğümden daha ufak tefek ve inceydi (Kızmayın ama eklemem lazım: kolları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim).

Sonra HK'yi görünce daha az önce yaptığım ilanı aşkı unutup, "Aaa Hongki!" diye bir adım atıp HK'nin yanına geçtim. HK'ye "annyeong" dedim. HK bana baktı, gülümsedi, kafasını eğdi. Çok kalabalıktı, görevliler beni tutup çekti.

Gene HK'nin yanına geçtim. Yanlış hatırlamıyorsam elinde kitap (?), zarflar, diğer elinde pasaportu ve sanırım uçak bileti vardı. HK'nin hemen yanında yürüyordum ve ona durmadan "Hongki ya!" diye sesleniyordum (sanki 40 yıllık dostum, "Hongki ya!" ). Tabi bu sırada da elim çantamda ona aldığım yüzüğü arıyordum. Aramızda ne insan ne de görevli vardı. Yüzüğün kardeşimde olduğunu hatırlayıp ona "Yüzük! Yüzük!" diye bağırdım.

Karşımda, HK'nin diğer yanındaki kardeşim önce anlayamadı, afalladı. HK'ye şaşkınlıkla baktı, tekrar ona yüzük diye bağırdım. Yüzüğü çıkarıp ona verdi. Ama ilk uzattığında HK ya anlamadı ya da elleri dolu olduğu için almadı. İki elini de hayır gibisinden salladı.

Bu anı şöyle gözünüzde canlandırayım. HK hemen yanımda. Aramızda hiçkimse yok. Ben yüzüğü alması için yüzüne doğru eğilmiş, tam önünde hem işaretlerle anlatmaya çalışıyor, hem de dibinde "Gift! Gift!" diye yüzüğü işaret ediyorum. Bir taraftan da Gizem'e "Gizem! Yüüüooouuuzüüüookkk!" diye bağırıyorum. Yüzüğü alsın diye HK'nin karşısında yamuk bir yüz, bildiğiniz mutasyon geçirmiş haldeyim yani -.-

Benim dibinde hiç durmadan "Hongki ya! Hongki ya! Hongki!! Gift! Gift!" diyip durmam ve şekilden şekile girerek geçirdiğim mutasyon onu çok eğlendirmiş olacak ki, ya da 'ne bu yanımda hiç susmayan şey' diye düşündüğünden, bana doğru döndü, gözlüğünü indirip gülümseyerek bana baktı. Fotoğraftaki tam o anımız:
Bu arada kardeşim tekrar yüzüğü ona uzattı. Ama ben alıp almadığını göremedim.

Sanırım çıkışa geldiğimizdeydi, HK Korece bir şeyler söyledi, "Hey hey!" diye ve sanırım yolu açın, gibi birşey dedi.

(*BP: Sanırım burda bir arbede yaşanmış, hatta HK duvarla kalabalık arasında sıkışma tehlikesi geçirmiş. Ama hala kalabalıkta ezilme tehlikesi geçiren bizleri düşünerek müdahale etmeye çalışmış, anladığım kadarıyla. Böyle bir tatlılık yok!)

Elimde kamerayla onlarla yürümeye devam ediyordum ve artık dışardaydık. Tam binecekleri aracın yanında güvenlikler beni durdurdu, durdurmasalar araca da onlarla binecektim nerdeyse, farkında bile değildim.
Hemen Gizem'i buldum ve heyecanla yüzüğü verip veremediğini sordum. O da verdiğini söyledi!!

---

Gizem:

Çok büyük bir karmaşa vardı ve ben, "Afedersiniz?", "Pardon, geçebilir miyim?" , "Yol verir misiniz?" diye diye kalabalığın arasından sıyrılarak HK'nin yanına geçtim.

(*BP: Bunu ilk duyduğumda şok geçirdim ve hala gülüyorum xD Ordaki karmaşada ve insanların içlerindeki canavarın çıktığı o ruh halinde böyle bir tatlılıkla HK'nin yanına yaklaşabildiğine hala inanamıyorum! xD )

Yüzüğü ilk verdiğimde elini "hayır hayır" anlamında sallayarak yüzüğü almadı. Ama ikinci uzatışımda avucunu açtı ve yüzüğü eline koydum. Elimi elinin üstünden çekmedim, o da bir süre bırakmadı. O sırada bizi öyle gören insanlar çığlık atmaya başladı. Korumalar farketti ve beni geri ittirdi.
Elleri yumuşacıktı.
----
Konser günü yüzük kısmını ben BluePrim anlatacağım!

Platinum en öndeydik, tam sahnenin karşısı. Gizem, @mirdelisi, ben, Sıdıka yan yanayız. Gruplar en başta selam için çıkıyor, Sıdıka'ysa hepimize bağırıyor: "Yüzüğe bakın! Yüzüğe bakın!"

Bağırmasa aklıma bile gelmeyecek açıkçası, hala geldiklerine inanamayarak, nefes almayı bile unutmuş şekilde onları görmeyi bekliyorum çünkü haha :D

Diğer gruplarla ilk selam için sahneye çıktılar! Hepsi o kadar güzel, o kadar tatlı ki arkadaşlar, şu an size nasıl anlatsam bilemiyorum! Öyle harika bir enerjileri var ki! Uzaktan, sadece ekrandan izleyerek hayran kaldığımız FTISLAND izlediğimizden çok çok daha mükemmel!!! :')

Sıdıka, takmış mı diye daha iyi görebilmek için bir perdeye bir sahneye bakıyor, hala aynı şeyi tekrar ediyor, "Yüzüğe bakın!". Bense bir Jonghoon'a bakıyorum, bir Jaejin'e, tek tek tüm üyeleri, karşımda kanlı canlı durdukları her anı beynime asla unutmamak üzere kazımaya çalışıyorum..

İşte tam o anda...

Tam o anda Hongki bizim tarafa baktı.

Ve tam o anda Sıdıka'yı gördü. (Sıdıka saçını ve kıyafetini birgün önceyle aynı tutmuştu, belki hatırlar diye)

Ve hatırladı!

Bu kadar da değil!

Rock işareti yapıyorduk, ama benimkini gördüğünden emin değilim, çünkü Sıdıka'ya bakıyordu!

Açıkça Sıdıka'ya gülümsedi, ona hafif bir baş selamı verdi ve yüzük olan eliyle rock işareti yaparak yüzüğü gösterdi!!

Sıdıka'ya döndüm hala hayatta mı diye. Sıdıka olduğu yerde kalakalmış.

"Gördün mü?" dedim, çünkü normal koşullarda çığlıklar atarak bunu onun sorması gerekiyordu :D

"Gördün mü? Seni tanıdı! Sana güldü, gördün mü!! Sana selam verdi!!"

Öyle bir ruh durumundaydı ki, hani yaşarsınız ama gözlerinizle görmüş olsanız bile inanamazsınız ya, işte öyle bir haldeydi.

Sözümü o tamamladı, "Ve rock işareti yaparak yüzüğü gösterdi!!"

Kalanı çığlıklar zaten,

"Yüzüğü takmış!! Benim yüzüğümü takmış!!"

Konser sonrası Kore basınında Gizem'in bir fotoğrafı çıktı, mutluluktan ağlamış, hiç söylemedi bize :)

Arkadaşlar çok fazla fancam izledim HK'nin konserde Sıdıka'yı gördüğü o anı tekrar görebilmek için, ama bulamadım. Eğer ki içinizde o anı içeren görüntüleri çeken varsa lütfen bize gönderebilir mi?

Bu arada sonrasında basın konferansı fotoğrafları geldi. Meğer yüzük konferanstan itibaren parmağındaymış:

Çok fazla hayran anlatımı geldiği için size konseri anlatmadım. Çoğu kişi bizim deli Hongki'yi anlatmış daha çok, oysa sahneye çıktıklarından itibaren arkada müthiş bir komedi döndü, çok eğlendim!! :D

Şöyle gösterebilirim bir kısmını:

Bahsettiğim şeyi çok güzel ifade ettiği için en sevdiğim fancamlerden biri bu. sumgyeojinbusra'ya yüklediği için çok teşekkürler!! :)

Bu anıyı, baştan beri ağlamamış beni ağlatan Minhwan'ın Türkiye seyahatlerini anlatan bu yazıyla bitireceğim: TIKLAYINIZ

Bu arada, bu anıda Sıdıka'nın havaalanında en baştan beri elinde olan kameraya ait hiç görüntü yok, dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.

Çünkü...

Baştan sona kadar elinde olan kameranın heyecandan rec tuşuna basmayı unutmuş!! xD

Sonuna kadar primadonnayız!!!! \m/

FTISLAND Music Bank in İstanbul videoları (Üstlerine tıklayınız):
Grup tanıtımı
Severely
I wish, I hope, I Gotta Feeling
Final

Hayran anısı sahipleri: @sidikacelik, @skullshinbi
Yazan&Düzenleyen: BluePrim @FTurkey_Pri


 

FTISLAND Turkey

FTISLAND'ın Türkiye'deki hayranlarına en doğru ve en güncel bilgileri ulaştırmak amacıyla açılmış internet sitesi

By Tüm hakları saklıdır. FTurkey Primadonna